27.02.2009

Nihat Akkaraca: kendi kaleminden

1931 yılında Datça'da doğdum. İlkokul eğitimi aldım. İş hayatı bir kargaşalar yumağı, yine de anlatayım: İlkokuldan sonra askere kadar çiftçilik ve bir yıl kahvecilik yaptım. Deniz eri olarak askerlik yaptıktan sonra Datça'ya değil İzmir'e dönüp işçilik yapmaya başladım. Bir süre ticaretle uğraşıp iflas ettikten sonra Amerikan üslerinin inşaatında karo döşeme işlerini üslenen bir inşaat firmasına girdim. Önce işçi, sonra ustabaşı olarak çalışırken İngilizce öğrenmeye kalkıştım. Kendi kendime öğrendiğim az İngilizce'yle Sinop'taki Amerikan üssünde basit bir tercümanlıkla işe başladım. İngilizce'yi ilerleterek iş saatleri dışında teknik tercümeler yapmaya başladım. Böylece aylık ücretimin dışında da para kazanırken, soğutma sistemlerinin ilgimi çekmesi üzerine o tür kitaplar üzerine yoğunlaşınca müdürlerin dikkatini çekmişim. Bunun üzerine beni havalandırma (air conditioner) kısmına şef olarak atadılar. İşim gereği elektriği öğrendim. Çünkü işyerinde hazine gibi bir kütüphane vardı ve artık İngilizce teknik kitapları zorlanmadan okuyup anlıyordum. Bu arada Amerikan üsleri kapanır işsiz kalırsam Almanya'ya giderim düşüncesiyle Almanca öğrenmeye karar verdim. İş yerinde çalışan Almanlara Türkçe öğretirken ben de Almanca'mı orta duruma getirmişim. Sonra elektroniğe yöneldim ve iş saatleri dışında Sinop'ta açtığım dükkânda televizyon ve video tamirine başladım. Emekli olduktan sonra da yıllarca elektronikçi olarak çalıştım.
1986'da memleketim Datça'ya taşındım. Burada açtığım elektronik tamir dükkânını kapattıktan sonra boş kalmamak için Datça'da arkadaşlarımla bir yerel tarih grubu kurduk. Grubun çalışmaları esnasında Türk-Yunan ilişkilerini araştıran alt grubu yönetirken herkes çekildi ben kaldım. Sömbeki Adası'nda İngilizce yayınlanan bir yerel gazeteyle, Symi Visitor, ilişki kurarak tarihi bilgileri değiş tokuş ederken gazeteye yazılar yazmaya başladım. Daha çok ilişkileri ilgilendiren yazılar. Gazetenin her sayısından 20-30 tane gönderiyorlar. Ben de Datça'da okumak isteyenlere dağıtıyorum. Bu gazetenin bir yemek yazarı var: Adriana. Çok güzel Yunan yemekleri yazıyor. Bazı sayılarda dikkat ediyorum bitkilerin mitolojik öykülerini de yazıyor. Adriana benden de yemek tarifi istiyor. Ama bakıyorum bizim yemeklerle onların yemekleri arasında fazla fark yok. Bu arada bir senedir Yunanca çalışıyorum. Çok zor ama Sömbeki'den her hafta gelen arkadaşlarımla çat pat anlaşmak hoşuma gidiyor.
Tarih grubu için araştırma yapıp yazılarım sergilerde görününce ilgi topladı. Ben de yaşanmış öyküleri dinleyip yazmaya ve yerel gazetelerde yayınlamaya başladım. İki senedir yazıyorum. (Nihat Abi bu yazıyı Aralık 2004'te yazıp yolladığına göre yazmaya başlayalı beş sene olmuş.) Öykülerle ilgilenen bir yayınevi var, Zürih'te Türkçe yayın yapan bir radyo ara sıra öykülerimi okuyor. Geçen Ay (Kasım 2004) İzmır Life Dergisi'nde 'Datça Boğa Güreşleri' başlığıyla bir yazım yayınlandı. Bunlar bana heyecan veriyor. Boş durmak yok. Gündüz dinliyor, kaydediyor, akşamları yazıya döküyorum. Sadece öykü değil. Eski Datça'daki öykülü manileri de topladım. 'Datça Ağzı' başlığı altında eski Datça aksanı kelimeleri derlemekteyim. Dünyanın bir çok yerinde arkadaşım var. Durmadan mailler gelir gider. Yaz aylarında arkadaşlarımdan Datça'ya gelenlerle ilgilenirim. Datça'da bir çok kişi bana 'Gönüllü Konsolos' der. Ancak bütün bunlar beni yormuyor, aksine coşku veriyor.
http://mutfaktazen.blogspot.com/2009/02/nihat-abi.html

23.02.2009

NİHAT AKKARACA’YA SAYGI




Kısa bir süre önce yitirdiğimiz Datça’nın değerli yazarı, yerel tarihçisi, araştırmacısı Nihat Akkaraca’yı, sevenleri, dostları, yakınları anılar, öyküler, belgeseller ve fotoğraflarıyla anacaklar.

Etkinlik 1 Mart Pazar günü, saat 15.00 de Bülent Ecevit Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecektir.



PROGRAM
KONUŞMALAR
Açılış (Hayriye)
Emel Akkaraca
Mehmet Ali Ambarcı
Kendi kaleminden yaşam öyküsü (Can Canbey)

TRT Bir İnsan Bir Öykü (video)

KONUŞMALAR
Akın Pilavcı (Datça Yerel Tarih Derneği Başkanı)
Cahit Çete
Neşe Karaoğlan (Dadyader)

Marmaris TV ve Muzaffer Özgen arşivinden

KONUŞMALAR
Nihat Akkaraca’dan bir öykü
Çocuklar
Kapanış

11.02.2009

acı kaybımız

 
Posted by Picasa


Bir süredir prostat büyümesi ve böbrek yetmezliğine bağlı kalp ritim bozukluğu sebebiyle Kadıköy Acıbadem Hastanesi'nde tadavi görmekte olan Nihat Akkaraca'yı kaybettik. çok üzgünüz. hepimizin başı sağ olsun.