18.10.2009

SINDI KOOPERATİFİ ZİYARETİMİZ

http://www.yarimadaninsesi.com/habergoruntule.asp?bolum=2249&uyeid=0DATÇA YEREL TARİH DERNEĞİ VE DAÇEV SINDI KOOP'U ZİYARET ETTİ
Y.Sesi: Datça Yerel Tarih Derneği ile Datça Çevre ve Turizm Derneği(Daçev) üyelerinden bir grup Sındı Tarımsal Kalkınma Kooperatifini ziyaret ederek, kooperatifin çalışmaları hakkında bilgi aldı. İki derneğin üyeleri de Datça Yarımadası'nın tek tarımsal kooperatifi olan Sındı Tarımsal Kalkınma Kooperatifi'ne Datçalı ve Datça'yı sevenler tarafından destek verilmesini istedi.
'EKOLOJİK TARIMA GEÇMEYİ HEDEFLİYORUZ'
Kooperatif başkanı Ömer Ohan'la görüşen dernek yetkilileri kooperatifin sorunlarını ve yapılan çalışmaları dinledi. Kooperatifin çalışmaları hakkında bilgi veren Ohan kuruluş çalışmaları 2006 yılında tamamlanan Sındı Tarımsal Kalkınma Kooperatifi'nin şuanda Sındılı 69 üretici üyesine sahip olduğunu belirterek “kooperatifimizde zeytinyağı, bal, badem ve yan ürünlerin üretimi yapılıyor. Ekolojik tarıma geçmeyi hedefliyoruz. Kooperatifin hali hazırda üyelerine ait yaklaşık 250 dönüm sertifikalı üretim alanı bulunmakta. Bugüne kadar işlenmemiş olarak Datça Yarımadası'nda satılan bademden; balla üretilmiş badem ezmesi, bal-badem, harnuplu ezme, şekerli badem ezmesi üretmek için gerekli marka ve izinleri aldık. Ayrıca zeytinyağı üretim izni olan kooperatifimize sofralık zeytin ürünleri için de izin alma aşamasındayız. Orman ürünleri kapsamında olan defne, adaçayı, kekik, kapari gibi ürünlerin üretilmesi ve pazarlanması konusunda da çalışmalarımız var' dedi.
Ohan ayrıca, kooperatifi daha önceden ziyaret eden Özel Çevre Koruma Kurulu ve Tarım Bakanlığı yetkililerinin kooperatife kırsal kalkınma fonlarına başvurması konusunda öneride bulunulduklarını belirterek “Bu konuda bize gereken desteği vereceklerini de söylediler” dedi.
'KOOPERATİF DESTEKLENMELİ'
Doğayı ve yerel kültürel değerleri koruyarak üretim yapılmasını doğru bulan Yerel Tarih Derneği ve Daçev üyeleri de Sındı Kooperatifi'nin çalışmalarını önemli bulduklarını belirterek, desteklenmesi gerektiğine inandıklarını ifade ettiler. Kooperatifin Datça Yarımadası'nı ziyaret eden turistlerce ve ülke çapında daha çok tanınması için herkese sorumluluklar düştüğünü de belirten iki derneğin  üyeleri faydalı olacağını düşündükleri önerilerden de şöyle bahsettiler: “Datça pazarında açılacak ve Yerel Tarih Derneği ile DAÇEV'in tasarımına yardımcı olabileceği satış ve tanıtım tezgâhı yerelde tanıtım açısından yararlı olacaktır.
Ulusal çapta düzenlenen doğal ürün fuarlarına katılmak, gerek var olan ürünlerin pazarlanması gerekse yeni ürünler konusunda fikir edinme ve ilişkiler kurulması açısından çok yararlı olacaktır. Fuarlara katılım konusunda Kaymakamlık ve ÖÇKK'nın desteği istenebilir.
Kurumsal iletişim ve amblem logo, basılı malzemelerin tasarımı, web sayfası hazırlanması konularında yarımadamızda yaşayan veya Datça ile gönül bağı olan yaratıcı insanlara iş düşmektedir. Datça'nın doğal ve kültürel kimliğini koruyarak sürdürülebilir tarım ve turizmin gelişmesi için bu destekler yaşamsaldır”
YEREL TARİH DERNEĞİ ÖZÜR DİLEDİ
Ziyarette ayrıca iki yıl önce Datça'da 'Hayatın İçinden Bitkiler' kitabını yayınlayan Datça Yerel Tarih Derneği üyeleri 5 yıllık çalışmanın ürünü olan bu kitapta Sındı Kooperatifi ile ilgili önemli bir hata yaptıklarını hatırlatarak, kooperatifin başkanı Ohan ve üyelerinden özür dilediler ve hatalarını şöyle açıkladılar: “Dernek üyesi Aliman Erdem'in kitapta yer alan Datça Pazarı ile ilgili makalesinde “Sındı eski muhtarı Bekir'in tezgâhı hemen sağdadır. Bu tezgahta badem (sıra, ak, nurlu) bal (çam,çiçek, kekik) zeytinyağı ve bazen zeytin çeşitleri satılır. Bu ürünler yarımadanın yegane organik tarım kooperatifini kurmayı başarmış Sındı Kooperatifinin ve Bekir'in kendi ürünleridir” denilmiştir.  Bu isim benzerliğinden kaynaklanan hatadan dolayı Datça Yerel Tarih Derneği olarak özür dileriz”

9.10.2009

yarımadanın sesi gazetesinde değirmen

ILICA SU DEĞİRMENİ’Nİ 3 BİN KİŞİ ZİYARET ETTİ
Y.Sesi: Datça Yerel Tarih Derneği'nin(datçaytg) Ilıca Su Değirmeni'nde açmış olduğu sergi rekor ziyaretçi sayısı ile sona erdi. 16 Hazirandan Ramazan Bayramı sonuna kadar her gün 18.30-21.30 saatleri arasında ziyarete açılan sergiyi yaklaşık 3 bin kişi gezdi.
Açık olduğu üç ay içinde ziyaretçi akınına uğrayan serginin önümüzdeki sene nasıl gerçekleştirileceği ise 14 Ekim Çarşamba günü saat 10.00 da, değirmende yapılacak geniş katılımlı bir toplantıda belirlenecek.
YARIMADA TARİHİNDE YOLCULUK
Datça'da yaşayan ya da daha önce yaşamış olan kişilerin ellerinde bulunan Datça'ya özgü eski fotoğraflarını getirerek, derneğin fotoğraf arşivine katkıda bulunduğu sergide tarihi bir su değirmenini gezmenin keyfine varan ziyaretçiler aynı zamanda yarımadada insanların eskiden nasıl bir yaşantısı olduğuna da tanık oldular. Eski fotoğrafların eşliğinde yarımada tarihinde bir yolculuğa çıktılar.
Datçalılardan ve tatilcilerden büyük ilgi gören sergi Ramazan Bayramı sonrası kapılarını ziyaretçilerine kapadı. Serginin sona ermesinin ardından 6 Ekim Salı günü bir araya gelen dernek üyeleri sergi malzemelerini topladılar, sergiyi değerlendirdiler.

6.10.2009

ılıca su değirmeni ziyaretçi defterinden






 Datçaytg’nin bu güzel çalışması Datçamız için çok büyük bir kazanç. Derneği, Datça’daki önemli bir
eksikliği kapattıklarından dolayı tebrik ediyorum.

Bu su değirmeni, bu Datça Evi bana çocukluğumu anlattı. Dedemin su değirmeninde yaşadıklarını
anımsadım.

 Çok çok duygulandım. Gözlerim yaşardı. İyi ki varsınız.

Datça’yı tarihi ile birlikte bize tanıtan derneğinizi kutluyoruz.

Datçaytg’nin kültürel değerlere katkısının devamı dileğiyle. 

A’dan  Z’ye içinde her şeyi barındıran yer beni tam kalbimden vurdu.

 Yüzyıllarca süren yolculuğu bizlere ulaştırırken suyun hayat verdiği bu değirmeni bizleri kazandırdınız.

 Datça’nın sizler gibi çalışan, düşünceli ve üretken insanları takdirle karşıladığına inanıyorum.

Datça’nın böyle güzel geçmişi ile yaşatılmasını sağladığınız için teşekkürler.


bugün sergimizi topladık


Bugün yönetim kurulu ve sergiye malzeme temin eden arkadaşlarımızla toplandık.
Sergiyi değerlendirdik. 3000 kişinin ziyaret ettiği sergimizdeki malzemeleri topladik ve yerlerine ulaştırdık.

24.03.2009

kızlan

 
Posted by Picasa

BİTKİ GRUBU KIZLAN'DA

bitki grubundan kucuk bir grup( fatma, semra, aliman, zehra, meral, sezer, ben ) dun kizlan koyunde Esin Abla'nin evine ziyarete gittik. onlara yuk olmayalim diye kekler , borekler yapmistik ama o bize kendi uretimi nefis peynir, zeytin ve yoğurtlu bir sofra hazirladi gene de. Halasi Güldeste teyze, kardesi Güler abla ve komsulari Hayriye abla ve Dudu'da oradaydi. Cok güzel bir gun gecirdik. 4 saate yakin video kaydi yaptik. Kayitlarimizda olmayan 3 yeni bitki hakkinda bilgi topladik, fotograflarini cektik.

kitabimizdaki bitkilerin bazilarina kizlan bolgesinde verilen adlarin farkli oldugunu ogrendik. incirin 14 ayri cinsini saydik. Kizlan'da ticari domates yetistiriciliginin 1980'lerin basina kadar uzandigini, o zamanlar yetisen pembe dilimli domatesin tadinin simdiki domateslerde olmadigini, simdi sosyetenin "kokteyl domatesi" deyipte kutularda aldiği kucuk kirmizi domateslere "daşak domatesi" dendiğini kaydettik.

Güldeste Teyzenin babasi Abdullah Karaman Datca'nin ilk kamyonunun sahibi imiş. 1956 yılında Marmaris Belediyesinden alinan kamyonu daha ilk kez datcaya getirirken yolda devrildigini buradan gidenlerin yardimiyla devrilen kamyonun insan gucuyle kurtarilmasinin oykusunu dinledik. Güldeste Teyze o yillarda gittiği Çine'de dikiş kursunu bitirdiğinden , koydeki kizlarin hepsinin gelinligini dikermis.Bize eski dugunlerde oynadiklari oyunlari da gosterdiler.

Onumuzdeki hafta bitki grubu biraraya gelip yaptigimiz kayitlari tekrar dinleyip notlarimizi çıkardıktan sonra sizlerle daha çok bilgi paylaşabiliriz.

şimdilik bu kadar. ÇİĞDEM ERKAN

4.03.2009

Nihat Akkaraca için

TÜRKÜ GÖNÜLLÜ ADAM!
Bir romandan,bir resimden,
yada bir siyah beyaz filmden fırlamış
gibi görürdüm O’nu.
O’nunla bir yerlerden hep tanışıyorduk.
Dede Korkut masallarından,
Şeyh Bedreddin’in Serez Çarşısı’ndadır
Bir demircidir orada.
Bir yerde O’nu Spartaküs olarak görürüm,
Gazap Üzümleri romanında üzüm bağlarında bağ işçisidir,
Şikago mezbahalarında zalimlere karşı direnen bir emekçidir.
Sefiller’de Jan Valjan olur birden..
Sonra İtalyan filmlerinde görürüm O’nu
Vittorya De Siga’nın filmlerinde
Çocuğu için bisiklet çalar…
Pikasso’nun resim kahramanıdır,
Mozart’ın ezgilerinde adı geçer,
Balaban’ın resimlerindeki orak sallayan çiftçidir
Hoca Nasreddin gibi güler,
Bayburt’lu Zihni gibi ağlar
Orhan Kemal’in romanlarında usta başıdır.
Yaşar Kemal’in denizcisidir.
Fakir Baykurt romanlarında Irazca olur,
Sanki yüzyılları o taşır,
yüzyılların umuru var yüzünde.
Yüzündeki o kırışıklıklar;
Sevgi doludur,
Bir çağ yoludur.
Çocukluk öykülerimin kahramanıdır.
O sürgündür.
O mahpustur,
O vurulur,
O’nun için dar ağaçları kurulur
Can Yücel’in Can dostudur.
Bir de Bursa Cezaevi’nde Nazım’la yatar,
Sadece cıgara tüttürmez,gerisi tamamdır.
Yaman mı yamandır,
Ve gerçek….
Datça’da bize kalan ,
Onsuz
Hüzünle dolu zamandır.
1 Mart 2009 /DATÇA
Orhan Keskinsoy

2.03.2009

9 mart pazartesi gunu toplanIyoruz

Tekrar merhaba. Mart ayi geldi Değirmen de duzenleyecegimiz sergi icin hazirliklara baslamamiz gerekiyor. Beklenmedik kaybımız hepimizi çok sarstı, Nihat Ağbinin yokluğunu daha da çok hissedeceğiz. Bu yıl sorumluluğumuz daha da fazla .

Bu pazartesi (9 Mart) saat 15:00 de Palamutbükünde Badem Restaurant ta toplanacağız. Sergi için tekrar bir değerlendirme yapıp hemen çalışmaya başlamalıyız.

Hepinizi bekliyoruz.

Sevgiler
CİĞDEM ERKAN

27.02.2009

Nihat Akkaraca: kendi kaleminden

1931 yılında Datça'da doğdum. İlkokul eğitimi aldım. İş hayatı bir kargaşalar yumağı, yine de anlatayım: İlkokuldan sonra askere kadar çiftçilik ve bir yıl kahvecilik yaptım. Deniz eri olarak askerlik yaptıktan sonra Datça'ya değil İzmir'e dönüp işçilik yapmaya başladım. Bir süre ticaretle uğraşıp iflas ettikten sonra Amerikan üslerinin inşaatında karo döşeme işlerini üslenen bir inşaat firmasına girdim. Önce işçi, sonra ustabaşı olarak çalışırken İngilizce öğrenmeye kalkıştım. Kendi kendime öğrendiğim az İngilizce'yle Sinop'taki Amerikan üssünde basit bir tercümanlıkla işe başladım. İngilizce'yi ilerleterek iş saatleri dışında teknik tercümeler yapmaya başladım. Böylece aylık ücretimin dışında da para kazanırken, soğutma sistemlerinin ilgimi çekmesi üzerine o tür kitaplar üzerine yoğunlaşınca müdürlerin dikkatini çekmişim. Bunun üzerine beni havalandırma (air conditioner) kısmına şef olarak atadılar. İşim gereği elektriği öğrendim. Çünkü işyerinde hazine gibi bir kütüphane vardı ve artık İngilizce teknik kitapları zorlanmadan okuyup anlıyordum. Bu arada Amerikan üsleri kapanır işsiz kalırsam Almanya'ya giderim düşüncesiyle Almanca öğrenmeye karar verdim. İş yerinde çalışan Almanlara Türkçe öğretirken ben de Almanca'mı orta duruma getirmişim. Sonra elektroniğe yöneldim ve iş saatleri dışında Sinop'ta açtığım dükkânda televizyon ve video tamirine başladım. Emekli olduktan sonra da yıllarca elektronikçi olarak çalıştım.
1986'da memleketim Datça'ya taşındım. Burada açtığım elektronik tamir dükkânını kapattıktan sonra boş kalmamak için Datça'da arkadaşlarımla bir yerel tarih grubu kurduk. Grubun çalışmaları esnasında Türk-Yunan ilişkilerini araştıran alt grubu yönetirken herkes çekildi ben kaldım. Sömbeki Adası'nda İngilizce yayınlanan bir yerel gazeteyle, Symi Visitor, ilişki kurarak tarihi bilgileri değiş tokuş ederken gazeteye yazılar yazmaya başladım. Daha çok ilişkileri ilgilendiren yazılar. Gazetenin her sayısından 20-30 tane gönderiyorlar. Ben de Datça'da okumak isteyenlere dağıtıyorum. Bu gazetenin bir yemek yazarı var: Adriana. Çok güzel Yunan yemekleri yazıyor. Bazı sayılarda dikkat ediyorum bitkilerin mitolojik öykülerini de yazıyor. Adriana benden de yemek tarifi istiyor. Ama bakıyorum bizim yemeklerle onların yemekleri arasında fazla fark yok. Bu arada bir senedir Yunanca çalışıyorum. Çok zor ama Sömbeki'den her hafta gelen arkadaşlarımla çat pat anlaşmak hoşuma gidiyor.
Tarih grubu için araştırma yapıp yazılarım sergilerde görününce ilgi topladı. Ben de yaşanmış öyküleri dinleyip yazmaya ve yerel gazetelerde yayınlamaya başladım. İki senedir yazıyorum. (Nihat Abi bu yazıyı Aralık 2004'te yazıp yolladığına göre yazmaya başlayalı beş sene olmuş.) Öykülerle ilgilenen bir yayınevi var, Zürih'te Türkçe yayın yapan bir radyo ara sıra öykülerimi okuyor. Geçen Ay (Kasım 2004) İzmır Life Dergisi'nde 'Datça Boğa Güreşleri' başlığıyla bir yazım yayınlandı. Bunlar bana heyecan veriyor. Boş durmak yok. Gündüz dinliyor, kaydediyor, akşamları yazıya döküyorum. Sadece öykü değil. Eski Datça'daki öykülü manileri de topladım. 'Datça Ağzı' başlığı altında eski Datça aksanı kelimeleri derlemekteyim. Dünyanın bir çok yerinde arkadaşım var. Durmadan mailler gelir gider. Yaz aylarında arkadaşlarımdan Datça'ya gelenlerle ilgilenirim. Datça'da bir çok kişi bana 'Gönüllü Konsolos' der. Ancak bütün bunlar beni yormuyor, aksine coşku veriyor.
http://mutfaktazen.blogspot.com/2009/02/nihat-abi.html

23.02.2009

NİHAT AKKARACA’YA SAYGI




Kısa bir süre önce yitirdiğimiz Datça’nın değerli yazarı, yerel tarihçisi, araştırmacısı Nihat Akkaraca’yı, sevenleri, dostları, yakınları anılar, öyküler, belgeseller ve fotoğraflarıyla anacaklar.

Etkinlik 1 Mart Pazar günü, saat 15.00 de Bülent Ecevit Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecektir.



PROGRAM
KONUŞMALAR
Açılış (Hayriye)
Emel Akkaraca
Mehmet Ali Ambarcı
Kendi kaleminden yaşam öyküsü (Can Canbey)

TRT Bir İnsan Bir Öykü (video)

KONUŞMALAR
Akın Pilavcı (Datça Yerel Tarih Derneği Başkanı)
Cahit Çete
Neşe Karaoğlan (Dadyader)

Marmaris TV ve Muzaffer Özgen arşivinden

KONUŞMALAR
Nihat Akkaraca’dan bir öykü
Çocuklar
Kapanış

11.02.2009

acı kaybımız

 
Posted by Picasa


Bir süredir prostat büyümesi ve böbrek yetmezliğine bağlı kalp ritim bozukluğu sebebiyle Kadıköy Acıbadem Hastanesi'nde tadavi görmekte olan Nihat Akkaraca'yı kaybettik. çok üzgünüz. hepimizin başı sağ olsun.

2.01.2009

21 aralık 2008 toplantı notları

Datça Yerel Tarih Grubu 21 Aralık Pazar günü saat 13:00'de Palamutbükü Badem Restaurant'ta 2009 yılı çalışma guruplarının oluşturmak üzere toplandı. Aşağıda belirtilen konular görüşüldü.

I-Öncelikle bir önceki toplantıda önerilen çalışma konularından bazıları birleştirildi.

Bu düzenlemeye göre listelenen çalışma konuları:

  1. Yerel Ağızları içeren tiyatro çalışması ,
  2. Eski Ritüeller (düğün-oyun ve türküler, cenaze törenleri, asker uğurlamaları, hıdırellez vs) belgelenmesi,
  3. Yaşam öyküleri -Datçalı Yaşlılarla Sözlü Tarih Çalışmaları,
  4. Yerel El sanatları : ipekböcekçiliği, kilim, dokuma vs,/Gündelik Hayatta kullanılan aletler,
  5. Bitki Çalışmasının devamı/ Eski tarımsal-gıda üretim yöntemleri/Yemekler
  6. Harita Çalışması (Eski Yer adları ,Yerel mimari Örneklerinin tespiti ve belgelenmesi-eski yapılar, Anıt ağaçlar,
  7. Yerel Şenlik düzenlemek ; güzel eşşek yarışması,
  8. Asker mektuplarının derlenmesi,
  9. Datça Yerel Tarih Arşivinin oluşturulması,
  10. Etkinlik-yürüyüş organizasyonları.
II- Bu konuların tümünde bu yıl içinde çalışılması mümkün olunamıyacağı belirtildi. Haziran ayında Ilıca su değirmeninde yapılacak olan sergiler etrafında yapılanılması düşünüldü. Böylece kış aylarında yapılacak çalışmaların yazın Ilıca Değirmeninde ve Betçe köylerinden birinde yapılacak etkinlikle Datçalılar ve Yarımadamızı ziyaret edenlerle paylaşılmasına karar verildi. Ilıca Su Değirmeninde 3 ayrı sergi yapılması düşünüldü ;
  • Üst Oda- Datça Evi
  • Değirmen- Datça'da değirmenler konulu sergi ve çeşitli tarımsal aletlerin sergilenmesi
  • Dernek bürosu - projeksiyondan sözlü tarih çalışmalarından bir seçkinin gösterilmesi

III-Betçe etkinliğnin Çeşme Köyde yapılarak köy ilkokulunun çocuklarının da çalışmaya katılması düşünüldü. Bunun için Çeşmeköy İlköğretim Okulu Öğretmen ve Müdürüyle ve Kaymakamlıkla görüşülmesi kararlaştırıldı.

IV-Alınan bu kararlar doğrultusunda aşağıda belirtilen çalışma gurupları oluşturuldu.

Betçe Etkinliği: Kezban, İlkay, Erdem, Sevim, Aycan, Belgin, Sezer.
Değirmenler : Nesrin, Nihat, Emel, Melda, Meral, Ayşıl, Güler.
Eski Ritüeller (düğün-oyun ve türküler, cenaze törenleri, asker uğurlamaları, hıdırellez vs) belgelenmesi,: Meray, İlkay, Ayşıl, Aycan, Sevim, Zehra, Emel, Belgin
Yaşam öyküleri -Datçalı Yaşlılarla Sözlü Tarih Çalışmaları: Akın, Ayşıl, Emel, Fatma, Gülşen, Kezban, Aycan, Erdem, Sezer
Bitki Çalışmasının devamı/ Eski tarımsal-gıda üretim yöntemleri: Meray, Fatma, Çiğdem, Meral, Aygen, Fatoş
Arşiv: Fulya, Ayşıl
Etkinlik-yürüyüş organizasyonu: Melda, Çiğdem, Erdem

V- 5 Ocak 2009 pazartesi günü saat 12:00'de Datça Belediyesi Kültür Merkezinde, çalışmalarında sözlü tarih tekniğini kullanacak arkadaşlarımızla sözlü tarih atölyesi yapılmasına karar verildi.

Henüz adını yazdırmamış olup bu gurupların çalışmalarına katılmak isteyenler bizimle temasa geçebilirler. Datça dışında yaşıyan üyelerimiz Datça Yerel Tarih Arşivinin oluşturulması veya yukarıdaki çalışma konularıyla ilgili kaynak taraması konusunda ekibimize katılabilirler.

Datça Yerel Tarih Derneği


Toplantıya Katılan Üyelerimiz

Muzaffer Özgen Nihat Akkaraca Emel Akkaraca
Nesrin Aygün Meral San Zehra Kahraman
Aygen Baktır Güler Yücel Akın Pilavcı
Sezer Sayıner Meray Yeşiltaş Tayyar Toksöz
Aycan Çuhadar Sevim Pilavcı İlkay Alptekin
Gülşen Şimşek Sinan Kömürcü Mustafa Caner Tokcan
Erdem Kıyak Hilmi Sezer Çiğdem erkan
Kamil Erdem Hüseyin Tüzün Turgay Sönmez
Gülnihal Ayhaner Melda Omay Özdamar
Fatma Soydan Kezban Dağkıran Suna Güler
Ayşıl Hatipoğlu Fatoş Türksever Leyla Goldstein
Semih İstanbullu